8 Ocak 2013 Salı

Ağır yemekler yanında Brokoli çorbası


Basit, pratik ve çok çok yararlı

En ağır yemeklere, 'en zararlı kaçamaklara bile brokoli çorbası ile başlamak, gördüğünüz zararı mutlaka azaltacak' emin olun. Üstelik hazırlanması da çok kolay. Brokoliyi hafifçe haşlayıp, suyu ile birlikte ya blendırdan geçireceksiniz ya da annelerimizin usulü ile kevgirden. Daha sonra klasik çorba yapar gibi, unu biraz zeytinyağı ile ile yakmadan kavuracaksınız, bir miktar sütle çırpıp, hazırladığınız sulu brokoli püresini ekleyeceksiniz, hepsi bu kadar.


Doğal antioksidan Brokoli




Birçok kanser türüyle savaşta en önemli silah: BROKOLİ

Brokoli de bulunan ve bir çok kanser türüyle savaşta önemli bir etken medde grubu 'izotiyosiyanatlar.' Bitkilerden, sebzelerden izole edilen birçok bileşke var ancak bu grubun özelliği, üzerinde sülfür bileşiklerinden oluşuyor, yani brokoliyi haşlasanız da bu aktif maddelerin etkinliğinde kaybolma olmuyor. İzotiyosiyanatların karaciğerdeki bazı enzimleri etkileyerek, gıdalarla veya başka bir yolla aldığımız kansorejenlerin hücrenin genetik şifresi olan DNA'ya zarar vermesini engellediği düşünülüyor. DNA'nın hasar görmesinin çoğunlukla kanser oluşumuyla sonuçlandığı ise kanıtlanmış bir bilimsel gerçek.

Biliyor muydunuz ?

Çok ilginçtir ki mesane kanserlerinin dış görünüşü de aynen karnabahar ve brokoliye benzerler hatta patoloji kitaplarında 'karnabahar tarzı büyüme' diye geçer bu durum.

Çok güçlü bir antioksidan

Brokoli, zengin bir C vitamini kaynağı aynı zamanda. Bu vitamin kanserle savaşta etkisi hakkında neredeyse şüphemizin kalmadığı güçlü bir antioksidan.Yine kanserle savaşta en az C vitamini kadar etkili bir başka vitamin olan A vitaminini de bolca içeriyor bu yemyeşil sebze. Ayrıca, kansere karşı koruyucu özelliği oldukça yüksek iki minerali, çinko ve selenyum da bünyesinde barındırıyor. Selenyum, minareller arasında kanserle savaşta en güçlü olanı, hatta o kadar güçlü ki bir dönem kanser hastalarında selenyum tabletleri kullanımı oldukça popüler olmuştu ancak ben bu kıymetli mineralin tablet değil de besinlerle alınması taraftarıyım, brokolide de en zengin kaynaklarından biri.

Kanserden korunmada vücudun kalkanı

Brokoli ayrıca iyi bir kalsiyum ve folik asit kaynağı. Folik asit, bağışıklık sistemi için oldukça elzem çünkü akyuvar üretimi için kemik iliğinde daha yapım aşamasında mutlaka gerekli bir vitamin ve bu yüzden eksikliğinde kansızlık yanı sıra bağışıklık zayıflığı da oluşuyor. Güçlü bir bağışıklık sistemi ise kanserden korunmak için ilk kalkan vücudumuzda.

Et yemeklerinin yanında tüketin

Brokoli içeriğindeki çözünebilir bitkisel lif, kabızlığı engelleyerek kronik kabızlığa bağlı uzun vadedeki kalın bağırsak kanseri oluşum riskini de en aza indirgiyor. Bunu aynı zamanda gıdalardaki kanser yapıcı maddelerin bağırsak yüzeyine temasını engelleyerek yapıyor, bu nedenle bu sebzenin şifasından faydalanmak için kürler halinde tüketmek yerine, yemeklerle birlikte, özellikle de et yemeklerinin, kızartmaların yanında tüketmek gerekiyor.

Mutfaklardan eksik edilmemeli

Her gün brokoli yemeği yemekten veya haşlayıp suyunu içmekten elbette sıkılabilirsiniz ama özellikle mevsimindeyken bu sebzeyi her yemeğin yanında, garnitür olarak sofraya koyma alışkanlığını kazanmanız çok daha önemli hafifçe haşladığımız brokolinin üzerinde sızma zeytinyağı ve limon suyu gezdirip sofraya koyup her yemeğin yanında bir-iki çatal almak, o gün tükettiğimiz gıdalardaki kansorejen maddelerin etkisini biraz olsun azaltacaktır. Bir de, brokoli çorbasını artık Türk mutfağına sokmamız gerekli diye düşünüyorum.

Kansere karşı doğal silah: Bamya



Bamya denildiğinde akla ilk gelen şey müsilajlar olsa gerek, yani bamyayı 'sümüklü bamya' yapan bileşeni. Bamyanın, çoğu kişi tarafından sevilmemesini sağlayan bu bileşen müsilaj denen kaygan, çoklu şeker yapısında bir madde. Bamyadaki müsilajlar ve reçineli zamklar, mide bağırsak yüzeyini de kayganlaştırır ve bu bölgeleri kansere karşı korur bir diğer değişle, besinlerle alınan kansorejen maddelerin bağırsak yüzeyi ile temasını, yani kanser yapabilme kabiliyetini en aza indirir. Bağırsak iç yüzeyini yalnızca kansorejen maddelerden değil aynı zamanda tahriş edici diğer maddelerden de korur, yüzeyi kayganlaştırarak.

Bağırsak temizliği yapar

Besinlerle bir şekilde, kimyasal veya fiziksel tahriş etme özelliği olan maddeler alabiliyoruz ancak 'sümüklü bamya' çok iyi bir şekilde alt ediyor bu maddeleri. Bamyadaki müsilaj ve zamklar, kolesterole bağlanarak fazla kolesterolün de atılmasını sağlarlar. Bamyanın içerdiği çözünebilir bitkisel lif ise hem bağırsak temizliği yapar hem de probiyotik özelliğe sahiptir, yani, bağırsaklarımızdaki bizi koruyan faydalı bakterileri besler.

Ağız ve boğaz kanserlerini önler

Bamyanın kansere karşı koruyucu etkisi, içerdiği bu 'sümüksü madde' ile sınırlı değil. Bamyadaki bir başka 'KANSER SAVAR' madde de oldukça fazla miktarda ihtiva ettiği 'glutatyon'. Atlanta'da Emory Üniversitesi'nde yürütülen 1800 kişinin dahil edildiği bir çalışmada, yüksek miktarda gllutatyon içeren diyetle beslenen kişilerde ağız ve boğaz kanserlerinin yüzde 50 oranda daha az görüldüğü sonucuna varıldı, asla 'tesadüf' denilemeyecek bir oran bu.

Biliyor muydunuz ?

Bamyadaki polifenoller, bitkilerdeki en önemli antioksidanlardan. Antioksidanlar, yalnızca kansere karşı değil, alzheimerdan, kalp damar tıkanıklıklarına kadar bir çok kronik hastalığa karşı da koruyucular.

Bamya, 'soğandaki antioksidan' olarak da ünlenen quersetin bakımından da oldukça zengin bir sebze. Quersetin potansiyel diğer birçok antioksidan daha güçlü, bu yüzden uzunca bir dönem bilim dünyasında kansere karşı koruyucu olarak gündeme oturdu.