30 Mart 2013 Cumartesi

Cilt Lekeleri için Domates Maskesi



Yüzünüzde oluşan lekelerinize evde yapacağınız mucize formülle veda edin!

Kozmetik sektörü için 20 yıldır cilt bakımı ve güzellik uzmanları yetiştiren Kariyer Eğitim Kurumları kurucusu Güler Selamet, çeşitli nedenlerle oluşan pigment lekeleri ile ilgili bilgiler vererek, bakımları ile ilgili önerilerde bulundu.

Cilt lekeleri çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Bunlar,çiller, gebelik lekeleri, akne izleri , seboreik keratoz, aktinit keratoz ve hormonal dengesizlikler cildimizde farklı renklerde izler oluşmasına neden olabilir.Güneş ışınları(UVA,UVB) lekelerin daha artmasına ve yerleşmesine sebep olur.

Enstitü bakımları

Lekelerden ve izlerden kaynaklanan sorunları gidermek için, içinde bulunduğumuz kış mevsimi en uygun zamandır. Bu problemlere, uygun ürünlerle kür uygulamaları yapılabilir. Ürünlerin içeriği soyucu renk açıcı özelliğe sahip olmalıdır. Bu özellikleri taşıyan ürünler içinde en güvenilir olanlar AHA diye adlandırdığımız meyve asitli ürünlerdir. Elma, limon, süt, üzüm sirke gibi ürünlerden elde edilir. Meyve asitleri en popüler olanlardır. Bu ürünler kişinin günlük hayatını etkilemeden uygulanabilirler. Yalnız cildin bu esnada çok iyi korunması gerekir. Bilhassa güneş koruyucu ürünler ihmal edilmemelidir, kapalı havalarda bile sürülmelidir.

Evde Uygulanabilecek Bakımlar

Evde de doğal ürünlerden hazırlayabileceğimiz reçeteler vardır. Dikkat etmemiz gereken bunları hazırladığımız anda uygulamaktır. Evde rahatlıkla hazırlayabileceğimiz birkaç maske önerisi ;

Domates Maskesi;

1 adet doğranmış domates
1 çay kaşığı limon suyu
1 yemek kaşığı yulaf ezmesi
Tüm malzeme karıştırılıp mikserden geçirilir. Lekelerin üzerine ince bir tabaka halinde sürülüp 10 dakika beklettikten sonra ılık suyla durulanır.
Sirke Maskesi;
1 çay kaşığı üzüm sirkesi
1 çay ışığı limon suyu
1çay kaşığı su
Malzemeler karıştırılıp, sabah akşam cilde kompres uygulanır.

26 Mart 2013 Salı

Gün boyu zinde kalmanın formülü



Günümüzün yorucu şartları altında kendinizi iyi hissetmek için Mısırlı, Fransız, Çinli ve hatta Japonlar'ın geleneksel besin maddelerini kullanarak, zindeliğinize yeniden kavuşmanız mümkün.


Bir bardak soğan suyuna karıştıracağınız bir kaşık bal gün boyunca zinde tutuyor.

Mesela Fransızlar gün boyu zindelik amaçlı her sabah bir parça soğan tüketirdi. Araplar ise daha genç ve sağlıklı görünebilmek için soğan suyunu balla karıştırarak gün boyunca içerlerdi.

Yüzyıllardır Avrupa'dan Mısır'a, eski Roma'dan Çin'e ve hatta Japonya'ya kadar birçok ülkede tedavi amaçlı kullanılan sarımsak da; mide asidini düzenleyip, sindirime yardımcı oluyor ve kan akışını hızlandırıyor. İçerdiği maddeler sayesinde derinin kendini yenilemesini hızlandıran safran ise sağlıklı ve canlı bir görüntüye sahip olmanıza yardımcı oluyor.

Demir ve çinko bakımından çok zengin bir besin maddesi olan midye; oksijeni hücrelere taşıyor ve metabolizmanın gelişmesini sağlıyor. Ayrıca midye, 18 mikrogram B12 vitamini içeriyor.

Çikolata; enerji ve mutluluk veren en özel besin maddelerinden biri olmayı sürdürüyor. Çikolata, rahatlama duygusunun yanı sıra olaylara daha olumlu bakma hissi uyandırıyor.

22 Mart 2013 Cuma

Hatalı Zayıflama Programları



*Kişiye uygun özel olmayan programlar.( özellikledergi, gazete vb. yöntemlerle yayınlarda bulunan, kişilerin özellikleri dikkate alınmayan programlar)
*Çok kısa sürede hızlı kilo kaybı vaat eden sihirli şok programlar.( Bu tür programlarla kilo kaybı sağlansa da, hızlıca kaybedilen kilonun korunması mümkün olmamaktadır)
* Kişinin ihtiyacına, gereksinimine göre hazırlanmamış, kontrol altında çok düşük kaloriliprogramlar.
* Özel zayıflama ürünleri önerip, yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırmayanprogramlar.
* Tek besine dayalı programlar. ( Can sıkıcıdır ve yiyeceklerden tiksinme duygusu geliştirebilirler, kısa sürede etkili olmalarına rağmen, kilo kaybı kalıcı olmamaktadır. Besin öğeleri alımı yetersiz ve dengesizdir.
* Vücutta sadece su kaybına yol açan, kilo kaybı söz konusu olmayan diüretik ilaçlar ve saunalar.
* Hatalı zayıflama programları, diyetisyenlerin dışındaki kişilerin önerdiği hemen hemen tüm beslenme programlarını kapsayabilir. Diyetisyenler aldıkları eğitim gereği, beslenme programlarını kişiye göre ayarlayabilirler. Aynı zamanda dengeli ve düzenli beslenme programını, kişiye alışkanlık halinde yerleştirebilecek kişilerdir.

3329_diyet2

Hatalı Zayıflama Diyetleri:

1- Açlık Diyetleri:

Günde 200 kkal’den az enerji içeren diyetlerdir. Yağsız vücut kitlesindeki yağ dokusu ile birlikte oluşan kayıp sonucu negatif azot dengesi oluşur. Sıvı, elektrolit kayıpları nedeniyle vitamin ve mineral eksikleri yüksektir. Ağır sonuçları nedeniyle günümüzde pek kullanılmamaktadır. Çok sayıda ani ölüm bildirmiştir. Kalpte meydana gelen ritim bozuklukları, en önemli ölüm nedenlerinin başında gelir.

2- Karbonhidrat Diyeti:

Besinler içerdikleri karbonhidrat dengesine göre puanlandırılmaktadır. Kişiye günde 60 gram karbonhidrat alımı önerilmektedir. Karbonhidrat diyetleri sadece karbonhidrat ağırlığı olan diyetlerdir.Bu durum vücutta zararlı asit varlıklar oluşturulmasına neden olur. Bu tip diyetlerde enerji ağılıklı olarak proteinlerden sağlanır. Proteinin ısı üretme ( termik) etkisi yüksek olduğu için enerji harcaması artar. Bu durum zayıflama gibi görünür, ama vücudun kas dokusu ölçüsüz olarak harcanır. Proteinden zengin besinler kişiye oldukça tokluk hissi verir ve bir sonraki öğünde besin alımı azalır. Ancak, bu tip diyetlerde uzun süre sonra olumsuzluklar başlar. Yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırmadığından kilo kaybı da kalıcı olmamaktadır.

3329_diyet3

3- Ticari Diyet Programları:

Paketlenmiş ürünler olarak, sıvı ya da toz şeklindedirler. Proteini yüksek, karbonhidrat ve yağı düşük oranda içerirler. Enerji açısından sınırlı olduklarından hızlıca zayıflama sağlarlar. Kişiler besin seçiminde doğru karar verme düşüncesinden kurtulduğu için bu durumu kolayca benimserler. Hızlı ve doğru beslenme alışkanlığı kazanamadıklarında dolayı ağırlıklarını koruyamazlar. Dengesiz ve yetersiz bir beslenme türü olduğu için sağlık açısından riskli durumlar söz konusu olabilir.

4-Ketojenik Diyetler:

Diyetle alınan karbonhidrat miktarı aşırı kısıtlanmış olduğundan, kanda keton cisimlerinin artmasına neden olan diyetlerdir. Ketojenik diyetler besin öğeleri açısından dengesiz olmaları ve önemli sağlık sorunları oluşturabilmeleri nedeniyle obezite tedavisinde kullanılmaları önerilmemektedir. Hızlı kilo kaybı nedeniyle vücut sıvısında azalmaya neden olur. Bu sebeple kilo kaybı kalıcı olmaz.

3329_diyet4

5- Çok düşük kalorili diyetler:

Hızlı bir şekilde kilo kaybına neden olan bir diyet türüdür. Kilogram başına vücut ağarlığından 10 kkal/gün enerji sağlayan programdır.

*Yağsız vücut kütlesinin daha çok kaybına,
• Bazal metabolizma hızının azalmasına,
• Kilo kaybının korunamamasına,
• Laktat, keton ve serbest yağ asitlerinin artmasına,
• İyonize kalsiyumun düşmesine,
• Sodyum, potasyum, magnezyum ve çinko düzeylerinin düşmesine neden olur.

6-Dengeli ve Düşük Kalorili Diyetler:

Günde 1000-1500 kkal enerji sağlayan diyet türüdür. Karbonhidrat oranı yüksek, yağ oranı düşüktür. Kadınlar için genellikle 1000-1200 kkal/gün, erkekler için ise 1400-1600 kkal/gün içeren diyetler önerilmektedir. Düşük kalorili diyetlere göre daha yavaş kilo kaybı sağlarlar. Fakat dengeli ve sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırılması açısından önemlidir.

6 Haftada Basen Ve Kalça Eriten Diyet


6 Haftada Basen Ve Kalça Eriten Diyet

Uygulayacağınız 6 haftalık diyetle kalça ve basen bölgelerinizdeki fazla yağlardan kurtulabilirsiniz.

Amerikalı ünlülerin denediği bu diyetle sadece vitrinden izlemekle yetindiğiniz dar pantolonları üzerinizde rahatlıkla taşıyabilirsiniz. Tabii rakiplerinizi kıskandırıp, partnerinizi büyülemek de cabası...

Diyetin amacı Hareketsizlik ve yanlış beslenme sonucu vücudun alt tarafında toplanan yağlardan kurtulmak için çok özel bir diyete ihtiyaç var. Uygulayacağınız diyet her yerde kolayca bulup tüketeceğiniz gıdalardan oluşuyor. En önemlisi de oldukça ekonomik oluşu.

Diyetin birinci dereceden etkilediği bölüm kalça ve basen ardından da bacaklar geliyor. Özellikle binici pantolonu olarak adlandırılan kalça ve diz kapağı bölgesinde fazla kilo problemi olan kişiler tam 6 hafta içinde etkili çözüme kavuşabiliyorlar. Diyet kayısı ve badem müslini olarak tanımlanıyor.

MÜSLİNİN HAZIRLANIŞI

Hazırlayacağınız müslinin tadı oldukça leziz. İçeriğinde badem ve kurutulmuş meyvalar ve tahıllar kadar pek çok vücudunuza faydalı gıdalar bulunuyor. Ancak hepsi bir araya getirildiğinde kalça bölgenizdeki yağları hızla eritip, sizi forma sokuyor.

HAZIRLANIŞINA GELİNCE...

2 fincan yulaf tanesi, 2 fincan kırılmış fındık, 1 fincan buğday, 1 fincan çekirdeksiz kuru üzüm, 1 fincan ayçiçek tohumu, 1 fincan badem, 1 fincan ince kıyılmış kuru kayısı Malzemeleri karıştırıp, blender'dan geçirin. Cosmotürk'teki habere göre, hazırladığınız karışımı tam 12 porsiyon olacak şekilde eşit parçalara ayırın. Her porsiyonda karışımı bir bardak diyet soğuk süt ilave ederek tüketeceksiniz. Tabii üzerine yarım dilim muz da ekleyebilirsiniz.

HER GÜNKÜ PROGRAM KAHVALTI:
Bir porsiyon hazırladığınız müsli, bir fincan süt ve dilimlenmiş yarım dilim muz

SAAT 11.00:
Bir elma Öğle: Bir porsiyon müsli ve yarım muz

ÖĞLEDEN SONRA:
Bir avuç kuru üzüm
Ana öğün: Meyveyle birlikte temel gıdalar

YATMADAN ÖNCE:
Bir portakal

Meyveler: Elma, kayısı, iki kurutulmuş erik, bir mango

Ana öğünler

PAZARTESİ:
Bir parça tavuk kanat ya da göğüs ızgara, yeşil salata ve bir meyve

SALI:
İki yumurtalı omlet, domates ve rendelenmiş havuçla tüketilecek.

ÇARŞAMBA:
Bir çay fincanı büyüklüğünde yer tutan spagetti. Bir meyve.

PERŞEMBE:
İnce dilimlenmiş bir tavuk göğsü. Haşlanmış havuçla servis yapılacak. Dilerseniz yanına haşlanmış brokoli de alabilirsiniz. Bir meyve.

CUMA:
Ton balıklı yeşil salata. Bir adet katı pişmiş yumurta. Bir meyve.

CUMARTESİ:
Bir parça hindi göğsü, mısırla karışık yeşil salata. Bir meyve.

PAZAR:
3 dilim rosto edilmiş biftek, havuçlu brokoli salatası ve iki adet haşlanmış patates. Bir meyve.

21 Mart 2013 Perşembe

Pancar ye turp gibi ol!



Rengiyle bile görenleri kendine çeken pancar sağlığımıza faydaları ve inanılmaz lezzetiyle de adından söz ettiriyor. İşte pancar yemeniz için 5 sebep!

1.Vücudu temizliyor

Özellikle karaciğerin temizlenmesinde mucizevi etkiler yaratan pancar bu sayede pek çok kanser türüne karşı da koruyor.
2.Vitamin ve mineral deposu

Pancarın içerisinde potasyum, magnezyum, lif, fosfor, A,B ve C vitaminleri, beta karoten ve folik asit bol miktarda bulunuyor. Özellikle hamileler tarafından tercih edilmesi önerilen pancar hamilelikte yeni hücre gelişimini destekliyor ve demir ihtiyacını karşılıyor.
3.Doğal afrodizyak etkili

Pancarın en çok bilinen özelliklerinden biri afrodizyak etkisidir. Eski Romalılar tarafından bu nedenle tercih edilen pancarın afrodizyak etkisi bilim çevreleri tarafından da kabul edilmektedir. Yüksek miktarda içerdiği vitamin ve mineraller seks hormonlarının salgılanmasını tetikliyor.
4.Zihnimizi koruyor

Pancarda bulunan betain, pek çok depresyon ilacının da etken maddesini oluşturuyor. Triptofan ise zihni rahatlatıyor ve iyi hissetmenizi sağlıyor.
5.Enerji veriyor

Düşük kalorili ancak yüksek miktarda şeker içeren pancar özellikle diyet yapanlar tarafından tercih edilebilir. Lezzetli bir enerji verici olan pancarın suyunu da içebilirsiniz.

13 Mart 2013 Çarşamba

Dr.Ender Saraç Görmeyi güçlendirici çorba tarifi



Ender Saraç’la sağlıklı Günler programında Dr. Ender Saraç çocuklar ve yetişkinler için göz kuvvetlendirici çorbanın tarifini verdi. Bu çorba hem cilt güzelliği hemde göz yaşlanmasına karşı birebir olan çorbanın tarifi.

Göz kuvvetlendirici çorba

Malzemeler:

havuç

balkabağı

sarı dolmalık biber

zeytinyağı

biber

Yapılışı:

Kabağı, havucu rendeleyin biberi küçük küçük doğrayın çok az zeytinyağda kavurun.

Dr. Ender Saraç Ağrıları kesen çay tarifi



Ender Saraç Ender Saraç’la sağlıklı Günler programında çok önemli bir tarif olan idrar yollarını açan temizleyen ağrı kesen çay tarifini verdi. Bu tarif prostatı korumaya yardımcı destekler.

İdrar yollarını açan temizleyen ağrı kesen çay

Malzemeler:

yaban mersini
mısır püskülü dövülmüş arpa
zerdeçal

Hazırlanışı: 5-6 dakika demlenir ve içilir.

Cranberry faydaları

- Kanı temizler
- Beyin hastalıklığına faydalıdır
- Kanser riskini azaltır
- Antioksidan kaynağıdır
- Kuvvet verir
- İshali keser
- İdrar yollarındaki taşların düşmesine yardımcı olur

Dövülmüş arpa faydaları

- Prostat büyümesinin önler
- Mesane ve idrar yollarını temizler
- Boğaz ağrılarını giçirir
- İdrar söktürür
- Böbrek ve kum taşlarını dökmeye yardımcı olur
- Dil iltihaplarına iyi gelir

Mısır püskülü faydaları

- İdrar yollarını temizler
- Sakinleştirici özelliği vardır
- Ödemleri söktürür
- Romatizma tedavisinde yardımcı olur
- İdrar söktürücüdür
- Sinirleri yatıştırır
- Mesane taşlarını düşürür

Zerdeçal faydaları

- Sinirleri uyarır
- İltihabp gidericidir
- Mideyi kuvvetlendirir
- Gaz ve idrar söktürücüdür
- Karaciğer için yararlıdır
- Hazmı kolaylaştırır
- Vücuttaki biriken zehirli maddeleri atar

Dr. Ender Saraç karaciğeri temizleyen çay tarifi




Ender Saraç Ender Saraç’la sağlıklı Günler programında çok önemli bir tarif verdi. Bu tarifle karaciğerinizin temizlenmesine yardımcı olacaksınız. Karındaki yağları ve aynı zamanda kış boyunca biriktirdiğimiz karaciğerdeki yorgunlukları temizler. 

Karaciğeri temizleyen çay

Malzemeler:

1 tutam karahindibağ otu
1 parmak ucu zerdeçal
3-4 kırıntı tanesi lavanta
2 adet enginar yaprağı



Yapılışı:

Malzemeler bir demleme kabına koyulur. Üzerine kaynar su koyulup ağzı kapatılır ve demlenmeye bırakır.

Enginar yaprağı faydaları

- İdrar söktürür
- Damar tıkanıklığını engeller
- Kan şekerini düşürür
- Bağışıklık sistemini güçlendirir
- Antioksidandır
- Cilt sağlığını geliştirir
- Kolesterol düşürür

Karahindiba faydaları

- Vücuda güç ve zindelik verir
- Göğsü yumuşatır
- Öksürüğü keser
- İdrar söktürür
- Safra salgılarını artırır
- Uykusuzluğa iyi gelir
- Karaciğer şişkinliğini indirir

Lavanta faydaları

- Yatıştırıcı ve uyarıcıdır
- İdrar ve gaz söktürür
- Romatizma şikayetlerini azaltır
- Vücuda kuvvet verir

Zerdeçal faydaları

- Sinirleri uyarır
-İltihap gidericidir
- Mideyi kuvvetlendirir
- Gaz ve idrar söktürücüdür
- Karaciğer için yararlıdır
- Hazmı kolaylaştırır
- Vücuttaki biriken zehirli maddeleri atar

Ebegümeci faydaları

- Boğaz kuruluğuna iyi gelir
- Kuru öksürüğü geçirir
- Gastrit ülser tedavisinde kullanılır
- Mide ağrılarını hafifletir
- Cilde yumuşaklık verir
- Sindirimi hızlandırır
- Yatıştırıcı etkisi vardır

10 Mart 2013 Pazar

Bayanlar ince bel için bu tavsiyelere kulak verin.



Eğer hiçbir önlem almazsak vücudumuzdaki yağlar çoğunlukla belde toplanır ve bel simidini oluşturur.

İşte kurtulmanın yolları.

Bel ve karın bölgesinde bir zamanlar gurur duyduğumuz kaslar, 30'dan sonra yavaş yavaş yerini yağa bırakır. Eğer hiçbir önlem almazsak 40-45 yaşına geldiğimizde bu yağların büyük çoğunlukla belde toplandığını  ve bel simidini oluşturduğunu görürüz. İngilizce'de "love handle" olarak ifade edilen Türkçe'ye bel simidi olarak çevrilen vücudumuzun bu bölümünde oluşan kalınlaşma, sağlığı da tehdit eder hale gelir.            
Bel simidinin kalınlaşmasında yaşın çok büyük bir önemi var. Kadınlarda östrojen, erkeklerde testosteron hormonları vücuttaki yağ miktarını kollara, bacaklara ve basene eşit miktarda dağıtır. Yaşla birlikte hormonlar eskiden olduğu gibi çalışmaz ve yağ belli bölgelerde birikmeye başlar. Özellikle göbek hem kadın hem de erkekte başlıca problemdir. Hem belinizi inceltmek hem de göbeğinizden kurtulmak için işte size yedi öneri:

5 yiyecekten uzak durun

Yeme alışkanlıklarınızı değiştirmelisiniz. Beş zararlıyı ise asla tüketmeyeceksiniz. Şeker, kurabiye ve bisküviler, pasta, kola ve patates cipsi. Kızartılmış yiyecekleri ayda bir kere tüketin.

Baklagilleri tercih edin

Neler yiyebileceğinizi bilmelisiniz. Fasülye, mercimek, kiraz, çilek ve vişne en çok tavsiye edilen yiyeceklerdir. Bunlardan günde 20-30 gram tüketebilirsiniz.
 
Bol su için

Bol su içmek yapabileceğiniz en yararlı önerilerden biri. Su midenizde doygunluk hissine neden olur ve daha az yemenizi sağlar. Alkolden uzak durun. Likör ve bira yağların göbek çevresinde toplanmasına neden olur.

Kalsiyum takviyesi yapın

Vitamin takviyesi çok önemli, özellikle kalsiyum takviyesi. Kalsiyum kemiklerinizi korur ve osteoporozu önler. Doktorunuza danışarak hangi miktarda kalsiyum almanız gerektiğini öğrenin. Göbeğinizi eritmek için zayıflama ilacı kullanmanız ise önerilmiyor.

Bel inceltici spor yapın

Yapılacak en doğru çözüm sporla olacaktır. En iyi sporlar, kickboks, squash, yüzme ve tenis. Bunun yanında eerobik egzersizler de göbek çevresindeki yağı inceltir.

Dik yürüyün, dik oturun

Vücudunuzun duruş şeklini ve yürüyüşünüzü gözden geçirin. Dik yürümeye ve oturmaya özen gösterin. Göbeği içe çekip bırakmak da faydalı olacaktır.
Şekillendirici kıyafet giyin
Vucudunuzu şekillendirici kıyafetler giyebilirsiniz. Bel çevresi için üretilen lycra içeren kıyafetler tercih edin. Ancak mutlaka beden ölçünüze uygun olmalı aksi takdirde faydasını göremezsiniz.
(internethaber)

Akıl sağlığını korumak için hangi besinleri yemeli?



Ispanak, lahana gibi yeşil yapraklı sebzeler, kavun, şeftali, kayısı gibi meyveler, havuç ve kabakta bol miktarda bulunan betakarotenin en az 15 yıl boyunca alınmasının zihin sağlığını koruyabileceği ortaya çıktı.

Harvard Tıp Fakültesi ve eğitim hastanesi doktorları tarafından yapılan klinik deneyde, A vitamininin yapı taşı olan ve vücutta A vitamini haline dönüştürülen antioksidan betakarotenin uzun süreli alınmasının zihin sağlığı için faydalı olduğu sonucuna ulaşıldı.

İki grubu inceleyen araştırmacılar, ilk grupta bulunan 4 bin 52 kişinin rastgele seçilen bir kısmına ortalama 18 yıl boyunca, iki günde bir 50 miligram betakaroten, diğer kısmına palacebo, ikinci gruptaki 1904 kişinin yarısına ortalama bir yıl boyunca düzenli olarak 50 miligram betakaroten, diğer yarısına ise placebo verildi.

2003'e kadar her yıl sağlık durumları ve betakaroteni ya da placeboyu düzenli alıp almadıkları araştırılan her iki gruptaki katılımcılar, 1998-2002'de en az bir kez de telefonla arandı.

Uzun vadede betakaroten alanların zihinsel testlerdeki başarılarının, placebo alanlara oranla çok yüksek olduğu ortaya çıkarken, kısa vadeli araştırmaya katılanların bilişsel yeteneklerindeyse hiçbir farklılık görülmedi.

Araştırma, 'Archives of Internal Medicine' dergisinde yayımlandı.

Bayanlar adet dönemini kolay geçirmek için ne yapmalılar.



Bayanlar konforlu bir adet dönemi için bu önerilere kulak verin.

Bazı kadınlarda adet dönemi ile ilgili yakınmalar kişinin günlük yaşantısını etkilemezken bazılarında ise depresyon da dahil olmak üzere çok ciddi şikayetler ortaya çıkabilir…

Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Asena Ayar, adet döneminde kadınların yaşadığı rahatsızlıklar ve dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.



ERGENLİKTEN MENOPOZA SANCILI GÜNLER
Premenstrüel sendrom (PMS), menstruasyon yani adet görmek ile ilintili şikayetlerdir. Şikayetler adetten bir ya da iki hafta önce, yumurtlamadan hemen sonra başlar ve adet döneminde de birkaç günü etkiledikten sonra geçer. Üreme çağındaki herhangi bir yaşta başlayabilir ve her kadın tarafından farklı yaşanır. Menopozun başlaması ve adet görmenin bitmesiyle PMS geçer. PMS ve adet sancıları birlikte olabilse de; birliktelik sıklığının değişmesi farklı mekanizmalarla ortaya çıktığını düşündürmektedir.

Premenstruel sendrom, sebepleri tam bilinmemekle beraber; adet döneminde, seviyelerinde dalgalanmalar görülen hormonlara kadının verdiği normal dışı yanıtla açıklanmaktadır. Stres ve duygusal faktörler PMS’e sebep olmaz ancak durumu daha olumsuz hale getirebilir.

EN SIK GÖRÜLEN BELİRTİLER: HALSİZLİK, HUZURSUZLUK VE RUH HALİ DEĞİŞİKLİKLERİ
Tanıyı koyacak herhangi bir kan testi yoktur. Şikayetlerin günlük kaydı ve bunların hayatı etkileme derecelerinin belirlenmesi tanıyı koymada takip edilecek en önemli yoldur. Akne, göğüslerde şişkinlik ve hassasiyet, halsizlik, uyku düzensizlikleri, mide şikayetleri, kabızlık ya da diyare gibi bağırsak alışkanlıklarında değişiklikler, kas-eklem ağrıları, konsantrasyon güçlüğü, ruh hali değişiklikleri, ağlama krizleri, huzursuzluk, depresyon sıklıkla görülen şikayetlerdir.

KADINLARIN % 85’İ ETKİLENİYOR
Kadınların yüzde kaçının PMS’den etkilendiğini belirlemek zordur. ACOG(Amerikan Jinekoloji ve Obstetrik Komitesi) verilerine göre kadınların %85’inin aylık adet döngülerinde en az bir şikayetten etkilendiği tahmin edilmektedir. Çoğunluğu bu şikayetleri kolayca atlatırlar ve tedaviye ihtiyaç duymazlar. Ancak adet gören kadınların % 3-8’i PMS’in daha şiddetli bir formundan rahatsızdır. Bu gruptaki kadınların hayatları, şikayetlerinin şiddetiyle o dönemde sekteye uğrar ve hayat kaliteleri düşer. PMS genellikle 20’li yaşların ortalarında, 40’lı yaşların başlarında olan kadınlarda, ailesinde depresyon hikayesi olanlarda daha sık görülmektedir.

KAFEİN, SİGARA VE ALKOLDEN UZAK DURUN
Her kadına farklı yaklaşım gereklidir. Birine iyi gelen diğerinde faydasız olabilir. Doktora gitmeyi gerektirmeyecek hafif şikayetler varlığında alınacak küçük önlemler ve yaşam şeklindeki basit değişiklikler yararlı olabilir. Her gün kalsiyum, D vitamini ve folik asit içeren vitaminler almak, düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek (meyve, sebze, tam tahıllı yiyecekler), şekerli tuzlu yiyeceklerden, kafeinden, sigaradan ve alkolden uzak durmak, düzenli ve yeterli uyumak, stresle baş etmenin yollarını bulmak bu dönemde şikayetlerin hafiflemesini sağlayabilir. Daha kötü durumlarda doktora danışılması, lüzum görülürse reçeteli ilaçlar kullanılması uygun olabilir.

9 Mart 2013 Cumartesi

Kerevizin faydaları nelerdir.



En değerli sebzeler arasında yer alan kerevizi enfes salatasıyla ve zeytinyağlı yemeğiyle tanıyoruz. Peki, kerevizin sağlığımıza faydaları nelerdir?

Kerevizde bol miktarda A, C, K ve E vitamini bulunur. Sayısız faydası bulunan kereviz günlük beslenme düzeninde mutlaka yer alması gereken sebzelerdendir.

Rahatlatıcı, ağrı kesici, antiseptik ve anti alerjik özellikleri olan kereviz sindirim sistemi rahatsızlığı olanlara önerilmektedir. Karaciğer ve idrar kesesinin işlevini düzenler, arterit ağrılarını azaltır ve metabolizmayı canlandırarak vücut şişkinliğini alır.

Yüzlerce yıldır doğal afrodizyak olarak da tercih edilen kereviz hafızayı da güçlendirir.

Neden kolay kilo alıyoruz?


Sadece fazla besin tüketiminin kilo aldırdığını sanırız,oysa kilo alımının birçok etkeni vardır.

Bu güne kadar kilo problemi ile ilgili bir çok etkileyici unsurdan bahsedildi.Fakat atlanan en önemli noktalardan biri var ki buna hiç değinilmedi. Uzman Diyetisyen ve NLP Uzmanı Serkan Tutar algıların kilo alımındaki faktöründen bahsederek önemli noktaların altını çiziyor.
Bireylerin kilo almasının birçok etmeni olabilir. Sadece fazla miktarda besin tüketimi kilo aldırmaz. Buna ek olarak kalorisi yüksek besinlerin tercih edilmesi, vücut dengesini sağlayan bazı hormon seviyelerindeki dengesizlikler, hayatın belirli dönemlerinde yaşanan psikolojik problemler bireylerin kilo almalarına neden olabilir. Gözden kaçan diğer bir önemli etmen ise kişilerin algılarının hangi yönde eğiliminin olduğunu bilmemesi ve buna yenilmesidir.


ALGI SİSTEMLERİ NEDİR?

Algı sistemleri hepimizin bildiği görsel, işitsel, dokunsal, kokusal ve tadsal kanallardır. Algılar bizi gün içerisinde yönlendiren başlıca etmenlerdir. Şimdi bir restoran seçerken durumunuzu düşünelim. “Orası çok rahat ve sessiz” sizin işitsel özelliğinizin ön planda olduğunu gösteren bir etmenken, ” Manzarası çok güzel” diyorsanız kesinlikle görselliğinizin ön planda olduğunu söyleyebiliriz. Peki yemek seçerken de sizi algılarınız yönetiyor olmasın?!
İlk olarak hangi algı sisteminin sizi yönettiğini keşfetmeniz çok önemlidir. Çünkü bunu keşfetmeniz iştahınızı ve zaafınız olan besinleri daha rahat reddetme durumu yaratacaktır.
Görsel Bireyler: Bu bireyler için kötü görünen bir yemek dünyadaki yenilecek son yemektir. Yemeğin lezzeti veya kokusu ile oturulan mekânın hiçbir önemi yoktur. Güzel görünen bir yemek bu bireyler için paha biçilmezdir. Yemeğin şekli, tabaktaki dizayn hatta kesilen sebzelerin büyüklükleri ve dizilişi bile kişiyi etkiler. Görsel algı özelliği ön planda olan bir bireyseniz kesinlikle iştahınızı kapatmak için süslü tabakların önünüze geldiği yerleri tercih etmemelisiniz.
İşitsel Bireyler: Genellikle müziğin ön planda olduğu yerlerde yemek yemeyi tercih eden bu bireyler gün içerisinde çok fazla kaçak yaparlar. İşitsel özellikleri ön planda olduğu için reklamlardan oldukça etkilenirler. Reklamda besinlerin kutu veya ambalajlarından çıkan seslerden etkilenir ve tüketmek isterler. Küçük bir anımsama yapacak olursak, çekirdeği bırakamadığınız zamanları hatırlayın. Bırakmak istersiniz ama o ses sizi tüketmeye teşvik eder. Patlamış mısır ve cips gibi tüketildiğinde çıkardığı ses ile çekici gelen besinleri de bu bireyler genellikle daha çok tercih eder.
Dokunsal Bireyler: Dokunsal kanal üzerinden algıladıklarımız, zihnimizde hisler ve duygular uyandırır. Daha da anlaşılır bir şekilde belirtmek istersek, ellerinizle tüketmiş olduğunuz yemek sizi mutlu eder. Çatal ve bıçak ile yemek yediğinde “bu ne ya!“ gibi bir tepki veriyorsanız dokunsal özellikleriniz ön planda demektir ve kesinlikle daha az besin tüketmek için çatal, bıçak kullanmalısınız.

Kokusal Bireyler: Bu bireyler için iyi kokan bir yemek iştah açıcıdır. Özellikle bol baharatlı yiyecekleri tercih ederler. Küçük bir test yapacak olursak “yolda yürürken güzel kokan pişmiş kestanelerin yanından geçip sonra geri dönüp alıyorsanız” siz kokusal algıları üst seviyede olan birisiniz. Çok güzel görünen bir yemek sizin için bir şey ifade etmez sizi cezbeden kokudur.

Tatsal Bireyler: Yemeğin görüntüsü, kokusunun hiçbir önemi yoktur. Bu bireyler yemeğin tatlı, acı, ekşi veya mayhoş tatları ile ilgilenirler. Genel olarak ilk lokmalarında yemeği değerlendirerek yemeğin tadına numara verirler. Beğendikleri yemekleri başka restoranlarda tükettiklerinde aynı tadı ararlar. Hatta şehre özel veya restorana özel olan yemekleri sadece orada yemeği tercih ederler.

Bu algıları hepimizde bulunur ama bazıları daha baskındır ve yemek seçme, tüketim miktarını bu algılarımız yönetir. Eğer sizde kendinizi doğru keşfeder ve hangi algınıza yenildiğinizi bulursanız, yemeğe olan zaaflarınızı daha iyi yönlendirebilir ve kilo almazsınız.

Yurt dışında bu konu ile ilgili insanlar üzerinde birçok çalışma yapılmıştır. Özellikle satış stratejileri üzerinde yapılan bu çalışmalarda inanılmaz başarılar elde edilmiştir. Reklam ve yemek sektöründe de bu insan algıları sürekli olarak kullanılmaktadır. Unutmayın sizi sadece siz değil algılarınızda yönetir.

(hürriyet.com.tr)

Hamile bayanlar neleri yemeli neleri yememeli.




Hamileyken insanın canı olur olmaz şeyler yemek ister. Yalnızca aşermekten söz etmiyoruz. Canınız her an çok farklı tatlar çekebilir. Afiyet olsun, yiyin tabii... Ancak bazı yasaklı yiyecek ve içecekler var biliyorsunuz. Örneğin alkollü ve kafeinli içeceklerle midye, istiridye, suşi gibi deniz ürünleri bunların başında geliyor. Sigarayı saymıyoruz bile... Diyelim ki kabuklu deniz ürünlerinden ve alkollü içkilerden uzak duruyorsunuz. Ama ya hamile olduğunuzu öğrenmeden önce bunları yiyip içtiyseniz? Hemen panik yapmayın; inanın bu dünyanın sonu değil! Çünkü hamileliğin ilk haftalarında vücut kendini otomatik olarak korumaya alır.

Hamileyken alınan gıdalara tabii ki dikkat edilmeli; ancak gün geçtikçe bu konunun üzerine sizce de aşırı titizlenilmiyor mu? Yine de o kadar sıkı olmamakla birlikte yeme içmelere dikkat etmekte, alkol ve sigaradan uzak durmakta fayda var.

Gizlice yemek
Bizde çok eskiden kalma bir gelenek vardır. Hamile olduğunuzu ilk üç ay, en yakınlarınız dışında etrafa pek söylemezsiniz. Belki siz de henüz erken olduğunu düşünüp hamileliğinizi, ilk aylarda söylemeyi tercih etmiyorsunuzdur. O zaman kalabalık arkadaş davetlerinde ya da iş yemeklerinde size yasak olan yemekleri, içkileri yiyip içmeyeceğinizi söylerken ufak yalanlar söyleyin. "İlaç alıyorum şarap almayayım" ya da size "Sen suşi severdin ne oldu sana şekerim; neden yemiyorsun?" diye soranlara "Midemi bozmuşum yemeyeyim bu akşam" diyebilirsiniz. "Ben tokum. Yemeyeceğim" demek yerine riskli yiyecekler için bazı kolay yer değişimleri yapmaya çalışın.

Arkadaşlarınızla suşi yemeye gittiyseniz, pişmiş balıktan yapılan bir şeyler ısmarlayın. Ya da diyelim canınız çok çiğ köfte istedi. Çiğ köfte yerine kısır yiyebilirsiniz ya da şimdilerde etsiz çiğ köfteler revaçta; tadı da aynı çiğ köfte gibi, deneyebilirsiniz. Gittiğiniz restoranlarda da az pişmiş et ya da içki siparişi veremediğiniz için hamile olduğunuz anlaşılmayacaktır, dert etmeyin. Hem zaten bu mutlu haberi, birkaç aya kadar çevrenizdeki herkes öğrenecek.

Yasaklı yiyecekler
Kuşkusuz kimse bebeğine bilerek zarar vermek istemez. Eminiz siz de tüm hamileliğiniz boyunca yasaklı yiyecek ve içeceklerden uzak durdunuz. Ancak bazen insanın nefsini köreltmesi de gerekir. Özellikle hamilelikteki yasaklar, anne adaylarının daha çok yeme isteklerini artırır. Ailenizin, eşinizin yememeniz gerekenleri dikte etmesi de sizi sıkabilir.

Bir şeye sahip olamayacağını bilmek, onları daha çok istememize sebep olur. Canı kriz halinde suşi isteyen anne adayı, bebek beklediğini fark etmeden önce balık sevmiyor bile olabilir. Bu, aşermeden farklı olarak, sırf yasak olduğu için o yiyeceğin arzu nesnesi haline gelmesi.

Çok pişmiş...
Doktorlar anne adaylarına salam, sosis, çiğ köfte gibi pişmemiş ya da az pişmiş etten yapılan besinleri pek yememelerini öneriyorlar. Bunun sebebi, bakteriyel bir enfeksiyon olan listeriosis adlı hastalık. Çiğ sebze ve etlerden geçebilen bu hastalık, mide bulantısı ve ateşle başlar, tedavi edilmezse menenjite kadar ilerleyebilir. Ancak durum görüldüğü kadar vahim değil. Bu hastalığa yakalanmamanın çok basit ve temel bir kuralı var: Az pişmiş etten uzak durmak ve sebze meyveleri bol suyla yıkamak.

Sağlıklı ve güvenli yemekler için
Bazen yediğiniz şeyler değil onu hazırlama şekliniz de sakıncalı olabilir. Hem sağlıklı, hem de lezzetli yemekler için size birkaç önerimiz var.

- Pişmemiş tavuk ve kırmızı eti, deniz mahsullerini, hava ve su geçirmeyen kaplara koyun. Pişirene kadar, buzdolabında birbirinden ayrı yerlerde tutun.
- Çiğ et ve deniz mahsullerine dokunduktan sonra hemen ellerinizi yıkayın.
- Çiğ et ya da balığı durulamaya çalışmayın; çünkü sadece bakterileri lavabo ve tezgaha daha çok yaymış olacaksınız. Merak etmeyin, yemeğiniz pişerken bakteriler ölecek.
- Artan ve kolay bozulan bütün yiyecekleri, buzdolabında eksi 40 derecenin altında muhafaza edin.
- Kolay bozulan ya da önceden pişirilmiş yiyeceklerinizi iki gün içerisinde tüketmeye özen gösterin.

8 Mart 2013 Cuma

Yanıkları yumurta akı ile tedavi edin.


Yanıklara yumurta akı mucizesi

Evinizde yanıklar için uygulayabileceğiniz geleneksel tedavi yöntemleri.

Isıyla ve kimyasal maddelerle oluşan yanıklar, deriye zarar veren ve iltihaplara açık ciddi bir yaradır. Yanık derecesi ne olursa olsun mutlaka dermatoloji uzmanlarına ve plastik cerrahi doktorlarına başvurulması gerekir. Ancak evinizde ilk müdahale olarak başvurabileceğiniz yöntemler hakkında Dermatoloji Uzmanı Dr. Emine Özge Ayabakan bilgi verdi.

Hafif ya da orta dereceli yanıklara ilk olarak, yara soğuk su ile yıkandıktan sonra üzerine bal ya da yumurta akı uygulanabilir.

Yumurta akı proteini en iyi kalite bir proteindir ve biyolojik değeri 100 kabul edilerek diğer proteinlerin kalite belirlemesinde standart olarak alınır. Yumurtanın akı doğal halde %10-11 protein, selenyum, vitamin kompleksleri mineral tuzları ve karbonhidratla birlikte çözelti şeklinde bulunur.

Yumurta akı, mikroorganizmaların üremelerini güçleştiren önemli antimikrobiyal özelliklere sahiptir. Ayrıca yumurta akının oldukça yüksek pH (8.3) değerine sahip olması da mikroorganizmaların gelişimini olumsuz yönde etkiler.
Yanık üzerinde yumurta akını 1 saat tutun

Bu çok önemli özellikleri sayesinde yumurta akı yanık iyileşme ve iz tedavisinde mükemmel bir alternatiftir. Yanık oluştuğunda, 1 saat yumurta akının yanık deri üzerinde kalması ile cildin kendini tekrar onarması için gereken ortam sağlanır. Alerjik reaksiyonların olmaması açısından takip ve tedavide dermatoloji doktoruna danışılarak verilen kremlerle aralıklı olarak uygulanması önerilir.
İzlerin iyileşmesi için bu bitkileri kullanın

Bitkilerin de hafif yanıklar üzerinde iyileştirici etkileri vardır. Birçok krem ve pomad yapımında bu bitkilerin özleri kullanılmaktadır. Bu tedaviler sırasında öncelikle yanığın doktor tarafından değerlendirilmesi gerekir. İlaç sanayisinde, soğan özü, kaplan otu, ısırgan otu, lavanta, ebegümeci gibi birçok bitki yanık tedavisi için ilaç yapımında kullanılmaktadır.

Derin yanıklarda doktor kontrolünde yanık yarası tedavi edildikten sonra kullanılan özel bitkilerin izlerin iyileşmesinde düzeltme yetenekleri olduğu görülmüştür. Ayrıca yanık yaralarının kapanmasını kolaylaştırmak için keten veya kılıç otu yağı, kadife çiçeği, lavanta yağı, ısırgan otu yağı,kaynamış ebe gümeci yaprak ve çiçeği ile kompres yapılabilir.genelhaber.net

Burcunuza göre diyet yapın.Önerilere göz atın:



Diyet yapmak sıkıcı ve zor mu geliyor? İşte zayıflama diyetinizi size göre hem uygun hem keyifli kılacak seçenekler!

Koç (21 Mart - 20 Nisan)
Abur cubur yemeye son derece meraklısınız. Bu nedenle sizin için tehlike çanları çalıyor. Tuz ve alkolden uzak durarak bunun yerine bol bol su için. Domates, patates, soğan, kuru fasulye, mercimek, karnıbahar, marul, yeşil salata, ıspanak, turp, pirinç, zeytin, elma, balkabağı, ceviz gibi besinler haftalık beslenmenize mutlaka eklenmesi gerekli yiyeceklerdir. Sizin için gerekli olan tatlılar! Kayısı gibi fazla şeker içermeyen tatlılar olmalıdır.

Boğa (21 Nisan - 21 Mayıs)
Yemek için yaşayanlardansınız. Fakat unutmayın ileride bu kilolar başınıza bela olur. Karbonhidratlardan kaçının. Aksi takdirde tombul bir kişi olursunuz. Sindirim güçlüğü çekebilirsiniz. Düşük nişasta, yağ ve şeker içeren bir diyet, beslenme hayatınızın gerekli bir parçası olmalıdır. Doğal iyot içeren besinler, balık ve deniz mahsulleri, yumurta, karaciğer, böbrek, buğday, ıspanak, pancar, taze meyve ve yeşil salata besin listenizde daima yer almalıdır. Ayrıca su içmek de hayatınızın vazgeçilmez bir parçası olmalı.

İkizler (22 Mayıs - 21 Haziran)
Yemek yerken o kadar acele hareket ediyorsunuz ki artık bu durum sizin sağlığınızı etkiler hale gelmiş. Yemekleri çok çiğnemeden yutmayın. Az ama sık yemeyi prensip haline getirin. İkizler kemiklerinin sağlıklı olmasını istiyorsa sağlıklı beslenmelidir. İkizler de kan pıhtılaşması çok sık görülür. Balık, tereyağı ve köy peyniri, havuç, portakal, greyfurt, şeftali, erik, üzüm suyu, kuru üzüm ve badem beslenme listenizde vazgeçilmez besinler olmalıdır. Sakinleşmeniz ve huzurlu olmanız için de şifalı bitkiler ve kafeinsiz çaylar tam size göre.

Yengeç (22 Haziran - 23 Temmuz)
Duygusal olmanız sizin beslenme alışkanlıklarınızı da etkiliyor. Üzüldükçe böreklere, keklere, dondurma ve şekerlemelere sarılıyorsunuz. Halbuki yengeçler, nişastalı yiyeceklerden, şeker, tuz ve baharatlardan uzak durmalıdır. Çünkü mideleri çok hassastır. Vücudunuz kalsiyuma fazlaca ihtiyaç duyar. Düşük yağ içeren süt, peynir ve yoğurt, kıvırcık lahana, domates, salata ve marul, bol miktarda taze sebze ve yağsız protein, sizin cilt ve mide sağlığınız açısından iyi olup, kilonuzu daha rahat kontrol altına almanızı sağlar. İncelmek için öncelikle kendinizle hesaplaşmalısınız.

Aslan (24 Temmuz - 23 Ağustos)
Yemek sizin için adeta bir zevk haline gelmiş. Güzel lokantalar, nefis yemekler her zaman hayalinizi süslüyor. Vücudunuza önem verdiğiniz için diyet yapmakta son derece başarılısınız. İradeniz harika! Kan dolaşımınızın düzenli olması için; sığır, kuzu ve kümes hayvanları eti, karaciğer, çiğ yumurta sarısı, kereviz, elma, incir, şeftali, limon ve badem sizin için idealdir. Porsiyonlarınızı yüzde 50 azaltmanız önerilir.

Başak (24 Ağustos - 23 Eylül)
Şekerleme deyince siz akla geliyorsunuz. Özellikle de çikolata hayatınızın vazgeçilmezleri arasında yer alır. Ancak bu yiyeceklerden uzak durmalısınız çünkü kalbinizde problem yaratabilir. Tuz, buğday, çavdar, yağsız sığır ve kuzu eti, peynir, zeytin, portakal, limon, kavun, elma, armut sizin ideal yiyeceklerinizdir. Kavun, elma, armut kısmen cildinizi temizlemek ve saçlarınıza bakım sağlamak için yardımcı olur. Elma ise kurtarıcınızdır.

Terazi (24 Eylül - 22 Ekim)
Terazi böbrekleri, sırtın alt kısmını, temsil eder. Bezelye, mısır, havuç, ıspanak, buğday, yulaf unu, elma, çilek, badem ve kuru üzüm hep elinizin altında olmalıdır. Böbrekleriniz için çok fazla asitli içeceklerden uzak durmalısınız. İncecik ve zarif bir beden için; ince dilimler faydalı olacaktır.

Akrep (23 Ekim - 22 Kasım)
Burcunuz üretim organlarını temsil eder. Solunum yolları problemleri yaşayabilirsiniz. Tahıllardan yapılmış ekmekler, balık ve deniz ürünleri, yeşil salata, soğan, kırmızı turp, taze meyve ve sebzeler içeren bir diyet tam size göredir. Doğru beslenme gerginliğinizi alıp götürür.

Yay (23 Kasım - 20 Aralık)
Burcunuz kalçalar, bacak üstleri ve karaciğeri temsil eder. Doğal beslenmek için kabuklu meyveler ve sebzeleri tercih edin. Bolca çiğ sebze, yeşil biber, patates, incir, kuru erik, çilek, elma, armut, ve taneli tahılları yemeniz önerilir.

Oğlak (21 Aralık - 18 Ocak)
Çalışkan bir yapınız var ve çalışırken de farkında olmadam öğün atlıyorsunuz. Oysa bu sizin için çok zararlı. Vücudunuzun vitamin ve minerallerden oluşan geniş bir besin karışımına ihtiyacı var. Burcunuz , dizleri, dişleri, kulakları ve deriyi temsil eder. Lahana, kereviz, yağsız etler, limon, portakal, inek sütü, her türlü peynir, balık, yumurta sarısı, buğday ve incirle aranızın çok iyi olması gerekir. Kayısı, badem yiyerek kuru ve alerjik eğilimli cildinizi canlandırın. Cildinizi sigara ve sigara dumanından uzak tutarak korumaya çalışın.

Kova (19 Ocak - 20 şubat)
Vücudunuzun sürekli C vitaminine ihtiyacı var. Yemek tarzınız yenilikçi. Bu nedenle değişik lezzetler tatmayı seviyorsunuz. Burcunuz el ve ayak bilekleriyle baldırları ve dokuları temsil eder. Vücudunuz sofra tuzuna çok ihtiyaç duyar. Bu ihtiyacı sofra tuzundan değil, bu maddeyi barındıran besinlerden almanız en mantıklısıdır. Çok fazla tuz aldığınızda zayıf bir kan dolaşımına, gereğinden fazla şişkin bir vücuda ve karaciğer rahatsızlıklarına açıksınız demektir. Deniz ürünleri, brokoli, havuç, turp, balkabağı, ıspanak, elma, şeftali, limon, portakal, greyfurt, nar ve ananas sizin için doğal tuz bakımından ideal besinlerdir.

Balık (20 şubat - 21 Mart)
Katı ve sıkıcı diyetler size göre değil. Yüksek proteinli, düşük yağ ve şeker içeren diyet uyguladığınız zaman kendinizi çok daha iyi hissedersiniz. Burcunuz ayaklar ile duyma, işitme, dokunma ve tatmayı temsil eder. Demir vücudunuzun başlıca ihtiyacıdır. Demir eksikliği, anemi ve düşük tansiyona sebep olur. Diyetlerinizde zengin demir içeren karaciğer, yağsız sığır eti, kuzu eti, yumurta sarısı, beyin, midye, ıspanak, soğan, arpa, marul, buğday ekmeği, kuru fasulye, elma, üzüm, limon, portakal, şeftali, hurma, kuru erik ve üzüm yer almalıdır. Maydanoz da bu listeye eklenebilir.

mahmure.com

Şifa niyetine elmalı kış çayı


3000 yıllık geçmişe sahip olan elma sirkesi etkili bir detokstur; vücudu toksinlerden arındırır, böbrek ve karaciğeri temizler.

Ancak dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biri elma sirkesinin bazı ilaçlarla etkileşim gösterebileceğidir. Bu nedenle tüketirken dikkatli olmalısınız. Su ile karıştırarak tüketmenizde fayda olduğunu da belirtelim.

Taze elmalı kış çayı tarifiyle sağlıklı bir güne ne dersiniz?

İşte malzemeler:

 1 adet elma
1/2 ayva
1 adet çubuk tarçın
20 gr taze zencefil
1 adet limon
1 tatlı kaşığı bal
2 dal taze kekik
yarım lt su

7 Mart 2013 Perşembe

Üç saat diyeti ile zayıflayın.



ABD sağlıklı yaşam ve beslenme uzmanı Jorge Cruise tarafından kaleme alınan “3-Hour Diet” (Üç Saat Diyeti), dengeli bir beslenme programıyla haftada bir kilo verdirmeyi vaat ediyor. New York Times bestseller listesinde de yer alan Üç Saat Diyeti’ne göre aç kalmak ya da en sevdiğiniz yiyecekleri hayatınızdan çıkarmak, kilo vermeye ve bu kiloları sonsuza dek uzakta tutmaya yetmiyor. Başarılı bir rejimin sırrı, zamanlama.

Yani önemli olan hangi gıdaları yediğiniz değil, ne zaman yediğiniz. Üç Saat Diyeti’nin çok basit bir kuralı var: Öğünlerinizin arasına üç saatten uzun bir sürenin girmesine izin vermeyin. Bu şekilde haftada 1 kilo kaybedin.

Bilim adamları, “üç saat” kuralının doğruluğunu kanıtlayan bir çok araştırmaya imza attı. Uzmanlara göre öğünlerin arasına üç saatten uzun bir süre girdiğinde, doğal açlık savunma mekanizması harekete geçiriyor. Vücut açlık yaşadığını varsayarak, metabolizmanın devamlılığını garanti etmek için kalori bakımından zengin yağ dokularını koruma altına alıyor ve bunun yerine enerji üretmek için kas dokusunu kullanmaya başlıyor. Hızlı yaşam temposuna sahip kişiler için tavsiye edilen “Üç Saat Diyeti” sayesinde sevdiğiniz yiyecekleri istediğiniz şekilde yiyebilecek ve yine de kilo verebileceksiniz.

Neden 3 saatte bir?

Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi beslenme uzmanı David Katz’ın, “Kilo vermeye yardımcı olduğu tartışılmaz bir gerçek” diye yorumladığı Üç Saat Diyeti sayesinde haftada 1 kilo verebilirsiniz. Yavaş ve düzenli olarak kilo vermek, cildin sarkmasının önüne geçer ve daha enerjik kalmanızı sağlar. Ayrıca kalp hastalıklarına yakalanma riskini artıran karın bölgesinde yağlanmanın da önüne geçer. Üç Saat Diyeti, güne doğru zamanda başlamanıza, doğru zamanlarda yemek yemenize ve günün sonunda doğru zamanda yemeyi bırakmanıza yardımcı olacak. Üç Saat Diyeti’nde günde ortalama 1450 kalori tüketebilirsiniz. Her ana öğünün yaklaşık 400, ara öğünlerin 100 kalori olması ve atıştırmalık olarak da 50 kalorilik bir gıda seçmek gerekiyor.

6 öğünlü program

Öğün aralarında üç saat bırakmanın açlık savunma mekanizmasının aktif hale geçmesini önlemeden başka yararları da bulunuyor. ABD’deki Georgia Üniversitesi tarafından yürütülen araştırmalar, öğün aralarında üç saatten uzun bir süre bırakan sporcuların vücutlarındaki yağ oranının daha yüksek olduğunu ortaya koydu. Hem de yaktıklarından daha az miktarda kalori almalarına rağmen. Japon bilim adamları ise eşit miktarda kalori tüketen gönüllülerden günde 3 yerine 6 öğün yiyenlerin daha fazla kilo verip yüksek oranda kas dokusuna sahip olduğunu ortaya koydu.

Egzersiz zorunlu değil

Üç Saat Diyeti’yle başarıya ulaşmak için egzersiz yapmak zorunda değilsiniz. Ancak egzersiz kilo vermeyi kolaylaştırabilir. 20 dakikalık hızlı bir yürüyüş bile fazladan 150-200 kalori yaktırır. Kendinize bir adım sayacı satın alın ve her gün en az 10 bin adım atın. İşe gitmeden önce 10 dakika yürüyüş yapın. Bu sayede kendinizi yeni bir güne hazırlamış olursunuz. İş yerinde 5 dakika mola vererek yürüyüş yapmaya çıkın.

Kalktıktan sonra bir saat içinde kahvaltı

Metabolizmanın harekete geçmesi için uyandıktan sonra bir saat içinde kahvaltı edin. Uyurken vücut yiyecek almadığı için metabolizma yavaşlar. Uyandığınızda metabolizmanızı hızlı bir şekilde harekete geçirmelisiniz. Kalktıktan sonra bir saat içinde birşeyler yemezseniz vücut açlığa karşı geliştirdiği savunma mekanizmasını devreye sokar. Yağ vücutta depolanır ve enerji için kas dokusu kullanılır.

Ana yemek 400 aralar 100 kalori

ÖrneĞİn sabah işe gitmeden önce 7’de kahvaltı ediyorsanız, saat 10’da ara öğünü yiyin, 1’de öğle yemeğine oturun, saat 4’te ara öğün ve saat 7’de akşam yemeği aldıktan kısa bir süre sonra da atıştırmalık tüketin. Metabolizma aşırı duyarlı olmadığı için bir öğünü 10 ya da 15 dakika kaçırmak büyük bir sorun yaratmaz. Ancak en iyi sonucu almak için rejimi olabildiğince düzenli takip etmeye çalışın. Bunun için saatinizin alarmını üç saatte bir çalmak üzere kurmayı deneyebilirsiniz. Üç Saat Diyeti’nde günde ortalama 1450 kalori tüketebilirsiniz. Her ana öğünün yaklaşık 400, ara öğünlerin 100 kalori olması ve atıştırmalık olarak da 50 kalorilik bir gıda seçmek gerekiyor.

07:00 Kahvaltı

10:00 Ara öğün

13:00 Öğle yemeği

16:00 Ara öğün

19:00 Akşam yemeği

22:00 Atıştırma (şart değil)

Bu mucize formülle sağlıklı zayıfladılar

3 saatte bir yemek yemek sizi hem enerjik hale getirecek hem de metabolizmanızın çok daha hızlı çalışarak yağ yakmasını sağlayacak

METABOLİZMAYI HIZLANDIRIR: Kalori tüketiminizi bütün bir güne yaydığınızda, vücuda ihtiyaç duyduğu zaman enerji verilmiş olur. Bu sayede hücreler, kandaki şekere kolayca ulaşır ve bunu enerjiye dönüştürür.

ENERJİK VE DİNÇ KALMANIZI SAĞLAR: Her üç saatte bir yemek yiyerek kan şekeri seviyesi dengede tutulur. Kasları ve beyin hücrelerini besleyen düzenli bir amino asit ve şeker akışı sağlanır. Bu sayede gün boyunca ruh halinin ve enerji seviyesinin dengede kalması sağlanır.

AÇLIK HİSSİNİ YATIŞTIRIR: Bilimsel araştırmalar, sık sık yiyen insanların açlık krizi ve aşırı yeme gibi sorunlarla daha az karşılaştığını ortaya koydu. Bu kişiler daha sık yediği için yemek vakti geldiğinde kendilerini fazla aç hissetmiyor ve böylece daha az miktarda yiyerek daha kısa sürede doyuyor. 3 saatte bir yemek vücutta açlık hissini ortaya çıkaran leptin hormonunun daha az üretilmesini sağlar.

KOLESTEROLÜ DÜŞÜRÜR: Üç saatte bir yemek kolesterol seviyesini düşürmeye yardımcı olur. Uzmanlara göre kolesterol sadece yediklerinizle değil, ne sıklıkta yediğinizle orantılı olarak yükseliyor ve düşüyor. Araştırmalar, günde 6 öğün yiyen kişilerde kolesterol seviyesinin yüzde 5 düşük olduğunu ve kalp hastalığına yakalanma riskinin yüzde 10 azaldığını ortaya koydu. Aralarında uzun süre olan ağır öğünler yemek insülin seviyesinin aniden yükselmesine neden olur. Bu da kandaki yağ oranını etkileyerek kolesterolün yükselmesine yol açar.

YAĞLANMAYI ENGELLER: Kanadalı bilim adamları, 3 saatte bir yemenin stres hormonu kortizol seviyesini düşürmeye yardımcı olduğunu ortaya koydu. Vücutta yüksek oranda kortisol hormonu seviyesi bel çevresinde yağalanmaya sebep olarak kalp hastalığı riskini artırır. İki hafta boyunca üç saatte bir yemek bile kortizol hormonu seviyesini yüzde 17 oranında azaltır.

6 öğün için zamanlar

07:00 Kahvaltı
10:00 Ara öğün
13:00 Öğle yemeği
16:00 Ara öğün
19:00 Akşam yemeği
22:00 Atıştırma (şart değil)

Kalori Cetveli (100 gr.)

Ekmek 320
Armut 70
B.Peynir 200
Brokoli 32
Çilek 26
Kıyma 214
Domates 14
Elma 60
T.Fasulye 32
Havuç 42
Ispanak 16
Kaşar 350
Makarna 85
Mantar 35
Maydanoz 50
Muz 85
K.Patates 340
Pırasa 52
Portakal 50
Salam 420
Salatalık 15
Sosis 290
Süt 50
Tavuk Izg. 160
Tereyağı 750
Yoğurt 100
Yumurta 80
Z.Yağı 900

haberkıta.com

Ev yapımı doğal boza tarifi



Dr. Feridun Kunak evdeki malzemelerle hazırlanabilecek kış günlerinin vazgeçilmez içeceği olan ev yapımı boza'nın tarifini verdi.
Çocukların gelişimi ve zekası içinde çok faydalıdır.tarifini verdi.
Malzemeler:

2 su b. bulgur

2 su b. şeker

1 su b. boza

Yapılışı:

Bir gün önceden ıslatılan bulgur 4 bardak suda pişirilir. İçine şeker katılıp ocaktan alınır (şeker hastaları şeker atmasın). Ilıyınca boza da eklenip 3 gün bekletilir. Sunarken leblebi tozuyla sunun.

Buzdolabında saklanabilir.

6 Mart 2013 Çarşamba

Sakın ha Sabahları bunları yemeyin





Diyetisyenler sabahları aç karna yenmemesi gereken meyve ve sebzelerin listesini çıkardı. İşte kara liste.
Muzlu yoğurt
Bazı diyetisyenler sabahları muzlu yoğurt yemenin kardiyovasküler rahatsızlıklara sebebiyet verebileceğini öne sürüyor. Ayrıca aç karna tüketildiğinde yoğurt faydalarını kısmen kaybediyor. Yoğurdu yatmadan hemen önce veya yemeklerden 2 saat sonra yemenin daha doğru olduğu savunuluyor.

Portakal
Aç karna tüketildiğinde portakal gastrit veya alerjik reaksiyonlara sebep olabilir.

Hurma ve domates
Hurma ve domates aç karna tüketildiğinde mideyi rahatsız ediyor.

Asitli içecekler
Günlük yaşantımızda da sınırlamamız gereken asitli içecekleri sabah içmekten kaçınmalıyız. Pankreas gereken insülin seviyesini ölçemeyeceğinden kan şekerinde ani bir artış görülebilir ve asit-baz dengesi bozulabilir.